Bu aralar emlakçılarla pek haşir neşiriz.Öyle enteresan şeyler öğrendik ki kendilerinden bırakın kulağımıza küpe olmayı 3ü 5i bir yerdeleri taktık boynumuza... Sizinle deneyimlerimi paylaşmak isterim ki bizim gibi filin orasını burasını tutup fili tahmin etmeye çalışmayın!
Öncelikle:
1.Emlakçılar size evin brüt metrekaresini söyleyecektir, mutlaka netini öğrenin.
2.Yeni yapılan projelerde bu brüt metrekarelere otopark alanı asansör boşluğu gibi gereksiz alanlar eklendiği için net brütün3/4üne tekabül eder.
3. Size çok matah şeylermiş gibi Fransız balkonlardan Amerikan mutfaklardan bahsederler.Hiç kanmayın! bu durum ayrı bir balkon ve mutfağınızın olmayacağı anlamına geliyor!
4.Haaaa Hilton banyo nispeten güzel bir şey, banyonuzda küvetiniz olacak... Gelsin süt banyoları gitsin köpük banyoları:)
5.Okazyon denilen bir kelime var...Acilen satılık olduğu normalde bu fiyatlara bulamayacağınız anlamında kullanılıyor... ama kanmayın!
6.Deprem yönetmeliğini sorarsanız doğru cevaplıyorlar!
7.Binanın yaşı yeni girilip daha eski çıkabiliyor ilanlarda buna dikkat edin.
8.haaa bir de ilk baslarda hiç anlamadığım kot olayı var. Merak etmeyin jean den bahsetmiyoruz Bahsettiğimiz binanın dengesizliği!!! Kız gibi olan evler:) önden bodrum katıyken arkadan 2. kat olabilen evler:D
İyi araştırıp doğru kararlar verin!
Sevgiler
26 Aralık 2012 Çarşamba
Yeni Başlayanlara:Ev Arayanlara Emlakçı Sözlüğü
Categories
emlak,
emlakçı sözlüğü,
ev,
ev alırken dikkat edilecekler
21 Aralık 2012 Cuma
Kendime Not:1 - Geleneksel olması gereken bir aşure tarifi
İlk kez denediğim bu tarifi hem sizinle paylaşmak hem de kendime bir not düşmek istiyorum buralara.
2.5 su bardağı buğday
1su bardağı kuru fasulye
1su bardağı nohut
organik olanlar çok uzun surede pişiyor mümkünse organik olmayanlarla yap!
Bu grup ayrı ayrı suya konularak 2-3 saat suda bekletilir. Nohut ve kuru fasulye düdüklüde 60dk kaynatılır. Bir taraftan ocağın diğer gözünde buğday kaynatılır yumuşayana kadar nerdeyse aynı sürede kaynadı.Nohut ve fasulyenin suyu süzülerek buğdayın yanına ilave edilir ve 10dk daha kaynatılır.
1küçük ayva ve elma soyularak küp küp doğranır ve kaynayan karışıma ilave edilir.
1 su bardağı kuş üzümü
1su bardağı kuru üzüm
2.5su bardağı şeker (pek çok tarifte 3.5 su bardağı ya da 1 kg yazıyordu)
1 su bardağı kuru erik
1su bardağı gün kurusu kayısı
1su bardağı incir sırasıyla kaynayan karışıma ilave edilir.İncir kayısı ve erikler daha kücük parçalar halinde ilave edilir.
Aslında ilave etmeseniz de olabilecek olan ancak evde bulunduğu için ilave ettiğim 1 su bardağı kuru kızılcık da aşureye muhteşem bir tat kattı.
Aşure piştiğinde üzerine fındık ceviz ve kuş üzümü ilave edilerek servis edilir.
Afiyet olsun.
Suda bekletme hazırlıklarına 16:30da başladım aşurenin tabaklara koyulması süslenmesi her şeyi ile 21:00da hazırdı.
2.5 su bardağı buğday
1su bardağı kuru fasulye
1su bardağı nohut
organik olanlar çok uzun surede pişiyor mümkünse organik olmayanlarla yap!
Bu grup ayrı ayrı suya konularak 2-3 saat suda bekletilir. Nohut ve kuru fasulye düdüklüde 60dk kaynatılır. Bir taraftan ocağın diğer gözünde buğday kaynatılır yumuşayana kadar nerdeyse aynı sürede kaynadı.Nohut ve fasulyenin suyu süzülerek buğdayın yanına ilave edilir ve 10dk daha kaynatılır.
1küçük ayva ve elma soyularak küp küp doğranır ve kaynayan karışıma ilave edilir.
1 su bardağı kuş üzümü
1su bardağı kuru üzüm
2.5su bardağı şeker (pek çok tarifte 3.5 su bardağı ya da 1 kg yazıyordu)
1 su bardağı kuru erik
1su bardağı gün kurusu kayısı
1su bardağı incir sırasıyla kaynayan karışıma ilave edilir.İncir kayısı ve erikler daha kücük parçalar halinde ilave edilir.
Aslında ilave etmeseniz de olabilecek olan ancak evde bulunduğu için ilave ettiğim 1 su bardağı kuru kızılcık da aşureye muhteşem bir tat kattı.
Aşure piştiğinde üzerine fındık ceviz ve kuş üzümü ilave edilerek servis edilir.
Afiyet olsun.
Suda bekletme hazırlıklarına 16:30da başladım aşurenin tabaklara koyulması süslenmesi her şeyi ile 21:00da hazırdı.
Categories
aşure,
ayva,
az şekerli,
elma,
kızılcık
20 Aralık 2012 Perşembe
Yeni Yıl Dilekleri
Yeni yıl geliyor içimde bir heyecan bir heyecan.. Sanki baştan doğacağım, sanki tüm seçim haklarım baştan verilecek. Herkes böyle hissediyor mu bilmem , tek bildiğim herkesin kalbinde bu heyecanı hissetmesini istediğim.
Sanki sonsuz bir evrenden sonsuz isteke bulunma hakkım varmış gibi...ki var zaten:)
O zaman hep birlikte dileyelim mi?

2-Daha çok Huzur
3-Daha çok Sağlık
4-Daha çok Para
5-Daha çok Yaratıcılık
6-Daha çok Yolculuk
7-Daha çok Uyku
8-Daha çok Kitap
9-Daha çok Kahve
10-Daha çok Kahkaha
11-Daha çok Sarılma
12-Daha çok Refah
13-Daha çok Eğlence
14-Daha çok Severek Çalışacağımız bir İş
15- Başarabileceklerimizi fark ettiğimiz Daha çok An
16-Daha çok Özgüven
17-Daha çok Dostluk
18-Daha çok Samimiyet
19-Daha çok Başarı
20-Daha az kontrol manyaklığı

Categories
dilek,
enerji,
motivasyon,
yeni yıl
Miss gibi Yulaflı diyet kurabiye
Önümüz kara kış,sosyal aktivitelerin azalıp evde film izleme kitap okumaları arttıracağımız bir döneme giriyoruz. Evde ruhumuzu beslerken bedenimizi beslememiz de cabası... Şimdi hayal edin sallanan bir koltukta bir elinizde kitap öbüründe nane çayı ile gevşemişsiniz...Burnunuzda mis gibi kokan yeni pişmiş yulaflı kurabiye kokusu. Değmeyin keyfinize...
İşte ben size o kurabiyenin tarifini vericem dostlar, deneyenler yorum yapmayı unutmasın lütfen!
Malzemeler
1+1/2 su bardağı yulaf
1/2 su bardağı un
1/2 çay kaşığı kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
1/4 su bardağı beyaz seker
1/2 su bardağı esmer şeker
1yumurta
1çay kaşığı tarçın
1/2 su bardağı kurutulmuş kızılcık (kuru üzüm de kullanabilirsiniz)
100gr tereyağı
Yulaf ,un,tuz,kabartma tozu, ve kızılcık bir kapta karıştırılır. Tereyağ beyaz ve esmer şeker ve yumurtada ayrı kapta krema haline gelene kadar mikserle karıştırılır. Daha sonra bu 2 karışım tahta kaşık yardımı ile karıştırılarak homojen bir karışım elde edilir.
Bir dondurma kaşığı yardımı ile dikdörtgen halindeki fırın kabına( yağlı kağıt serilmiş) 4er sıra halinde 4er adet hamur parçası dizilir. 175 derece fırında 12-16dk arası pişirilir. Dikkat edilmesi gereken kurabiyeler fırından çıkartılırken altın renktedir ancak hala yumuşaktır. tepsi soğumaya bırakılır ve kurabiyeler sertleşir.
İşte size az kalorili , çok sağlıklı bir atıştırmalık.
Afiyet olsun!
İşte ben size o kurabiyenin tarifini vericem dostlar, deneyenler yorum yapmayı unutmasın lütfen!
Malzemeler
1+1/2 su bardağı yulaf
1/2 su bardağı un
1/2 çay kaşığı kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
1/4 su bardağı beyaz seker
1/2 su bardağı esmer şeker
1yumurta
1çay kaşığı tarçın
1/2 su bardağı kurutulmuş kızılcık (kuru üzüm de kullanabilirsiniz)
100gr tereyağı
Yulaf ,un,tuz,kabartma tozu, ve kızılcık bir kapta karıştırılır. Tereyağ beyaz ve esmer şeker ve yumurtada ayrı kapta krema haline gelene kadar mikserle karıştırılır. Daha sonra bu 2 karışım tahta kaşık yardımı ile karıştırılarak homojen bir karışım elde edilir.
Bir dondurma kaşığı yardımı ile dikdörtgen halindeki fırın kabına( yağlı kağıt serilmiş) 4er sıra halinde 4er adet hamur parçası dizilir. 175 derece fırında 12-16dk arası pişirilir. Dikkat edilmesi gereken kurabiyeler fırından çıkartılırken altın renktedir ancak hala yumuşaktır. tepsi soğumaya bırakılır ve kurabiyeler sertleşir.
İşte size az kalorili , çok sağlıklı bir atıştırmalık.
Afiyet olsun!
Categories
diyet,
kızılcık,
kurabiye,
yulaf,
yulaflı diyet kurabiye
Makoto Muramatsu
Makoto Muramatsu bir sanatçı ve çoğu yerde gördüğümüz kedili köpekli resimlerin sahibi. Çalışmalarına bayıldım. Birkaç çalışmasını sizinle de paylaşmak istiyorum. Kedilerin ve köpeklerin muzipliği ancak bu kadar resmedilebilirdi...
Categories
japon sanatı,
kedi resimleri,
köpek resimleri,
makoto muramatsu,
resim sanatı
Let it snow , let it snow...
Çocukluğumdaki kışları özlediğimi hissediyordum epeydir. Yılın ilk karında duydugumuz heyecan, kaydıraklarla kaymayı dört gözle bekleyişimiz, bembeyaz bir örtü ile kaplanan muhteşem bir doğa, annelerimizin sadece gözlerimiz açıkta kalacak şekilde bizi giydirişi, sonra iç çamaşırımıza kadar ıslanmış vaziyette eve dönüşümüz ve üşümekten renk değiştirmiş parmaklarımıza rağmen sıcacık yüreklerimiz vardı.
Dün gibi anımsıyorum köpekler soğukta üşüdüğü için evden battaniye çalma girişimimi...
Eşimin teşhisine göre ise çocuk olmayı özlemiş de olabilirim!
Nitekim zaman geçiyor; çok güzel bir çocukluk ve çarklar arasında sıkışmış ,at yarışı gibi sınavlara hazırlanığımız bir ergenlikten sonra; bugünümüzü güzel anlamlı yarınımızı umutlu kılmak için üzerimize düşeni yapıyoruz ve bu şekilde düşünerek yaşamak bile bizi yorduğunu fark edip suçu büyük şehirde yaşamaya atıyoruz.
Sizden geçmişe takılıp kalmanızı istemeyeceğim elbette; bugün alın elinize kahvenizi oturun camın önüne ve açın size yüklediğim bu müzikleri bir kaç dakika da olsa ayırın kendinize... Sonra ne mi olacak? Dinleyin bakalım içinizdeki çocuğu neler fısıldayacak size...
Çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu bu kadar özlememek dilekleriyle!
http://fizy.com/#s/3w8wh4
http://fizy.com/#s/3w4q6y
Resimlerin kaynağı Pinterest.
Dün gibi anımsıyorum köpekler soğukta üşüdüğü için evden battaniye çalma girişimimi...
Eşimin teşhisine göre ise çocuk olmayı özlemiş de olabilirim!
Nitekim zaman geçiyor; çok güzel bir çocukluk ve çarklar arasında sıkışmış ,at yarışı gibi sınavlara hazırlanığımız bir ergenlikten sonra; bugünümüzü güzel anlamlı yarınımızı umutlu kılmak için üzerimize düşeni yapıyoruz ve bu şekilde düşünerek yaşamak bile bizi yorduğunu fark edip suçu büyük şehirde yaşamaya atıyoruz.
Sizden geçmişe takılıp kalmanızı istemeyeceğim elbette; bugün alın elinize kahvenizi oturun camın önüne ve açın size yüklediğim bu müzikleri bir kaç dakika da olsa ayırın kendinize... Sonra ne mi olacak? Dinleyin bakalım içinizdeki çocuğu neler fısıldayacak size...
Çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu bu kadar özlememek dilekleriyle!
http://fizy.com/#s/3w8wh4
http://fizy.com/#s/3w4q6y
Resimlerin kaynağı Pinterest.
Categories
çocukluk kışları,
ilk kar,
kar,
let it snow
8 Kasım 2012 Perşembe
Sonsuzluk Felsefesi: Hayat üzerine....
Sonsuzluk Felsefesi: Hayat üzerine....: Bu yazımın bir girişgah bölümü olmalı mı ona henüz karar veremedim çünkü gazım geçmeden herşeyden birşeylere deyinerek birazcık hayatınıza p...
Kendi Everest'inize Tırmanın
Tüm Ekim boyunca yazamamışım buralara... Oysaki neler oldu neler..
Özetle tırmanıyordum diyebilirim ve devam da ediyorum aslında...
Bir gün 2012 yılının Ekim ayını anımsarsam eğer tek nedeni pek çok kararın verildiği bir ay olmasındandır..
Bir şeyleri başardıkça daha iyisini ister ya insan;işte öyle bir ruh halindeyim bu aralar..
Terazi burcumun bir kefesi ayak uzatıp keyif yapmak isterken diğer tarafı başarmanın tadına vardıkça daha çok istiyor... Dengesizlik diz boyu:)
Tüm bunlar özlem gidermek içindi aslında; bi önerim var sizlere..Kitap okuyun ruhunuzu besleyin olur mu minnoşlarım?
Bu ara okuduğum kitap Nasuh Mahruki- Kendi Everestinize Tırmanın
ve ben de deniyorum.. İç motivasyonu benimki gibi düşük olan kendini dışarıdan besleyip taşıma su ile değirmen çevirmeye çalışan... taşıma su ağır geldikçe kendini motive etmeyi öğrenenlere selam çakarım buralardan...
Öğrendiklerinizi benimle de paylaşın olur mu?
Unutmadan ne demiş Erich Fromm "Yaşanmamış yaşamlar; tüm savaşların ve kötülüklerin kaynağıdır!"
O zaman ne bekliyoruz!!??
Özetle tırmanıyordum diyebilirim ve devam da ediyorum aslında...
Bir gün 2012 yılının Ekim ayını anımsarsam eğer tek nedeni pek çok kararın verildiği bir ay olmasındandır..
Bir şeyleri başardıkça daha iyisini ister ya insan;işte öyle bir ruh halindeyim bu aralar..
Terazi burcumun bir kefesi ayak uzatıp keyif yapmak isterken diğer tarafı başarmanın tadına vardıkça daha çok istiyor... Dengesizlik diz boyu:)
Tüm bunlar özlem gidermek içindi aslında; bi önerim var sizlere..Kitap okuyun ruhunuzu besleyin olur mu minnoşlarım?
Bu ara okuduğum kitap Nasuh Mahruki- Kendi Everestinize Tırmanın
ve ben de deniyorum.. İç motivasyonu benimki gibi düşük olan kendini dışarıdan besleyip taşıma su ile değirmen çevirmeye çalışan... taşıma su ağır geldikçe kendini motive etmeyi öğrenenlere selam çakarım buralardan...
Öğrendiklerinizi benimle de paylaşın olur mu?
Unutmadan ne demiş Erich Fromm "Yaşanmamış yaşamlar; tüm savaşların ve kötülüklerin kaynağıdır!"
O zaman ne bekliyoruz!!??
Categories
kendi everestinize tırmanın,
kişisel gelişin,
mutlu yaşam,
nasuh mahruki
27 Eylül 2012 Perşembe
Divankeyfi
Şu anda Kuzguncukta inanılmaz güzel bir kafede oturuyorum. İsmi Divan keyfi! Sokağa doğru atılmış masalar ve kuzguncuktaki eski mimariye sahip bir evin alt katı bu kafeye sahiplik yapıyor... Üst katlarda ise buranın sahipleri yaşıyor.
Kuzguncuğa hayırlı bir iş için geldik. Sonuçlanacak durum pozitif de olsa negatif de olsa hayırlısı...
Ben erken geldiğim için sokaklarda gezinirken ;burayı daha önce ziyaret etmemiş olmanın verdiği pişmanlık ile birlikte; burda bulunmanın mutluluğunu yaşıyordum.
Burası İstanbul değil başka bir dünya...
Burası kendine has mahalle hayatını sürdüren bir mekan..
Burası Ekmek Teknesi dizisinin çekildiği mahalle... Hatta Ekmek Teknesi isimli bir dükkan bile mevcut..
Burda tüketim çılgınlığının getirdiği yeni cafcaflı vitrinler yok..Burda her şey eski, kıymetli ve bakımlı... Burda ara sokaklarda resim atölyeleri kitap evleri mevcut...
Yumuşacık bir koltuğa oturup sokaktan gelip geçenleri izliyorum zamanı durdurup!
Yanında filtre kahve ve ıslak kekimle!
Bekle beni Kuzguncuk tekrar geleceğim, yanımda fotoğraf makinamla...
Ve bir daha geldiğimde Divan keyfinin dondurmalarını deneyeceğim mutlaka...
Kuzguncuğa hayırlı bir iş için geldik. Sonuçlanacak durum pozitif de olsa negatif de olsa hayırlısı...
Ben erken geldiğim için sokaklarda gezinirken ;burayı daha önce ziyaret etmemiş olmanın verdiği pişmanlık ile birlikte; burda bulunmanın mutluluğunu yaşıyordum.
Burası İstanbul değil başka bir dünya...
Burası kendine has mahalle hayatını sürdüren bir mekan..
Burası Ekmek Teknesi dizisinin çekildiği mahalle... Hatta Ekmek Teknesi isimli bir dükkan bile mevcut..
Burda tüketim çılgınlığının getirdiği yeni cafcaflı vitrinler yok..Burda her şey eski, kıymetli ve bakımlı... Burda ara sokaklarda resim atölyeleri kitap evleri mevcut...
Yumuşacık bir koltuğa oturup sokaktan gelip geçenleri izliyorum zamanı durdurup!
Yanında filtre kahve ve ıslak kekimle!
Bekle beni Kuzguncuk tekrar geleceğim, yanımda fotoğraf makinamla...
Ve bir daha geldiğimde Divan keyfinin dondurmalarını deneyeceğim mutlaka...
Categories
Boğaz,
Divankeyfi,
Huzurlu İstanbul,
Kuzguncuk
20 Eylül 2012 Perşembe
Bize ne gerek sütlü börek!
28 yıldır aralıksız oynanan, Türk müzikalinin klasiği Lüküs Hayat!
1933 yılında Cemal Reşit Rey tarafından bestelenen müzikal oyun ilk kez Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarında sahnelenmiştir. Daha sonraki dönemlerde aralıklı olarak sahne almış;1985 yılından beri ise aralıksız..
Ne yazık ki Suna Pekuysal'ın kadroda olduğu dönemlere denk gelemedim! Ancak Zihni Göktay'ın inanılmaz performansı neden bu eserinin aralıksız sahnelendiğinin cevabı bana göre.Tek kelime ile şahane bir performans! Şahane oyuncular. Oyun 3 perdeden oluşuyor ve 4 saat boyunca aralıksız gülüyorsunuz...Resmen yüz kaslarınız ağrıyor! :)))
Ve oyundan çıktığınızda dilinize bir şarkı dolanmış oluyor: bize ne gerek sütlü börek...?????
Modernleşen toplumdaki yozlaşmaları anlatan oyunu mutlaka izleyin!
şimdi biraz nostalji vakti:)
1933 yılında Cemal Reşit Rey tarafından bestelenen müzikal oyun ilk kez Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarında sahnelenmiştir. Daha sonraki dönemlerde aralıklı olarak sahne almış;1985 yılından beri ise aralıksız..
Ne yazık ki Suna Pekuysal'ın kadroda olduğu dönemlere denk gelemedim! Ancak Zihni Göktay'ın inanılmaz performansı neden bu eserinin aralıksız sahnelendiğinin cevabı bana göre.Tek kelime ile şahane bir performans! Şahane oyuncular. Oyun 3 perdeden oluşuyor ve 4 saat boyunca aralıksız gülüyorsunuz...Resmen yüz kaslarınız ağrıyor! :)))
Ve oyundan çıktığınızda dilinize bir şarkı dolanmış oluyor: bize ne gerek sütlü börek...?????
Modernleşen toplumdaki yozlaşmaları anlatan oyunu mutlaka izleyin!
şimdi biraz nostalji vakti:)
Categories
bize ne gerek sütlü börek,
Cemal reşit rey,
lüküs hayat,
Suna pekuysal,
Zihni Göktay
13 Eylül 2012 Perşembe
Eylül renkli tarçınlı salep
Eylül mevsimi geldi çattı; en güzel hali ile....
Güneşli ama yakmıyor, soğuk ama üşütmüyor, rüzgarlı ama uçurmuyor; tam bir terazi burcu ayı:) Aynı biz teraziler gibi çok çok dengeli(!)
Ve işte size aynı eylül ayı gibi bir tarif!
Sıcak ama yakmıyor, şekerli ama susatmıyor, yoğun ama mis gibi ağzında dağılıyor..Eylül yaprakları rengindeki tarçını da cabası..
Gerçek salep tozunun kullanıldığı; ev yapımı mis gibi Salep;
2kişilik
Eylül ayı devam ediyor! Güneşiniz bol olsun.
Güneşli ama yakmıyor, soğuk ama üşütmüyor, rüzgarlı ama uçurmuyor; tam bir terazi burcu ayı:) Aynı biz teraziler gibi çok çok dengeli(!)
Ve işte size aynı eylül ayı gibi bir tarif!
Sıcak ama yakmıyor, şekerli ama susatmıyor, yoğun ama mis gibi ağzında dağılıyor..Eylül yaprakları rengindeki tarçını da cabası..
Gerçek salep tozunun kullanıldığı; ev yapımı mis gibi Salep;
2kişilik
- 500ml soğuk süt
- 2 yemek kaşığı şeker (ben esmer şeker kullandım)
- 1/2 tatlı kaşığı gerçek salep tozu (Eminönü'de Kurukahveci Mehmet Efendi'den almıştım o tarafa geçtiğimde, 10grı 20TL civarıydı.)
- dilediğiniz kadar tarçın
- Bir tencereye salep ve şeker eklenerek karıştırılır.
- Altı kısık olan ateşte azar azar soğuk süt eklenerek karıştırılır.
- Karıştırma işlemi hep aynı yöne doğru yapılır.
- Karıştırma işlemi esnasında salep tozunun minik jelatincikler olduğunu ve sütte çözünerek kıvam aldıklarını fark edeceksiniz.
- Kıvamı yoğunlaştığında altı kısılır ve üzerine tarçın eklenerek servis edilir.
Eylül ayı devam ediyor! Güneşiniz bol olsun.
Categories
ev yapımı salep,
Eylül,
iş,
motivasyon,
okul,
Salep,
yaz bitimi
10 Eylül 2012 Pazartesi
Pazartesi sendromuna son verdik!
Ayraşehri'ni duydunuz mu hiç? Duysanız iyi edersiniz bence:)
Hele ki; kişisel gelişim kitapları okuyor, kendi hayatınızda kontrolü ele almak adına çabalıyor, her yeni gün geride kalan günden daha donanımlı olmayı hedefliyor buna göre yaşıyorsanız.
Aykut Oğut ve sevgili eşi Esra Banguoğlu'nun isimlerinin baş harfinden geliyor bu şehir.
Aykut Oğut hani Evrenden Torpili olan sevgili yazarımız.Tüm kitaplarını okudum kendimce dersler çıkardım kendime uyarladım ve olması gerektiği gibi hala öğreniyorum hayatta kendime kızmadan ;kendimi severek; hayattan tat alarak ilerlemeyi.İşte bu site sizin gibi insanların buluştuğu bir platform.
Ve sitenin çok güzel bir uygulaması var; her pazartesi günü size bir mail atıyorlar.O kadar inceler ki isminizle hitap edip evrenin öpücüklerini sunuyorlar.
İlgilenenlere duyurmak istedim!
Sevgiler
Hele ki; kişisel gelişim kitapları okuyor, kendi hayatınızda kontrolü ele almak adına çabalıyor, her yeni gün geride kalan günden daha donanımlı olmayı hedefliyor buna göre yaşıyorsanız.
Aykut Oğut ve sevgili eşi Esra Banguoğlu'nun isimlerinin baş harfinden geliyor bu şehir.
Aykut Oğut hani Evrenden Torpili olan sevgili yazarımız.Tüm kitaplarını okudum kendimce dersler çıkardım kendime uyarladım ve olması gerektiği gibi hala öğreniyorum hayatta kendime kızmadan ;kendimi severek; hayattan tat alarak ilerlemeyi.İşte bu site sizin gibi insanların buluştuğu bir platform.
Ve sitenin çok güzel bir uygulaması var; her pazartesi günü size bir mail atıyorlar.O kadar inceler ki isminizle hitap edip evrenin öpücüklerini sunuyorlar.
İlgilenenlere duyurmak istedim!
Sevgiler
Categories
Aykut Oğut,
Ayra Şehri,
Esra Banguoğlu,
Pazartesi Sendromu
Somewhere over the rainbow
Müzik dinlemeyi çok severim...Hele ki evde yalnızsam .. Ruh halime göre bir müzik bulur sesini komşuları rahatsız etmeyecek şekilde ama mümkün olduğu kadar yüksek açar yapmam gerekenlere odaklanırım... Bazen dans ederek evi düzenlerim, bazen alaturka müzik eşliğinde yemek pişiririm, bazen klasik müzik eşliğinde kitap okurum...Hatta sırf konsantrasyonumu arttırmak için ders çalışırken alfa , beta dalgalarından oluşturulmuş müzikler dinlediğim bile olmuştur...
Siz de benim gibi her telden çalanlardansanız; yani ruh halinizin dengesi bozulduğunda müzikle azıcık ayar çekenlerdenseniz buyrun size bir site ve uygulama...

Muhtemelen fizy'i daha önce duydunuz..hatta fizy moodu bile biliyorsunuzdur ; modunuza gore şarkı çalan uygulamayı... Peki fizy premiumu duydunuz mu? Premium şu anda test aşamasında olan eylül ayının sonunda açıklanacak olan bir uygulama...1 haftalık bedava deneme süresi veriliyor size... peki farkı ne mi diyorsunuz?
hemen anlatalım: daha fazla mood var öncelikle; ayrıca benim çok sevdiğim fizymixler var yani 1 saatlik şarkı mikseleri;fransızca italyanca müziklerden tutun da tarabya müziklerine kadar gruplanmış halde... ayrıca bir sevdiğinizin doğum günü varsa buyrun size doğum günü şarkıları miksi o bile düşünülmüş.. bir de bunun dışında canlı konserlerden bahsediliyor ben henüz denk gelmedim....
O zaman haydi size bir kıyağım olsun!!!!
Lütfen aşağıdaki 3 linki aynı anda çalıştırın!!!
1)http://www.forestmood.com/
2)http://www.rainymood.com/
3)http://fizy.com/#s/1c0yq6
Keyfini çıkarmanız dileklerimle
Hepimize güzel bir son bahar diliyorum.
Categories
fizy,
fizy premium,
müzik sevgisi,
somewhere over the rainbow
5 Eylül 2012 Çarşamba
Negatif Dualarımız
Enerji soğuran insanlarla karşılaştınız mı hayatınızda hiç? Cevabınız hayır ise; Allah karşılaştırmasın diyorum...
Evet ise ; kulübümüze hoş geldin bebeğim:)
Her sabah uyanıp gideceğiniz ortam için kendinizi ikna etmeniz gerektiği oldu mu hiç? Bunu ne amaçla yaptığınızı kendinize hatırlatmanız gerektiği; ya da aslında bunun senin seçimin olduğunu?
Peki böyle ortamlardaki zor insanlarla nasıl başa çıktınız?
Nasıl her sabah o kötü enerjileri mutsuzluklarını bize bulaştırmalarını engelleyeceğiz?
1- Gülümseyerek mi? Bızttttt yanlış cevap
2- Yok sayarak mı? Bızttt bu da değil
3- Kendimizi tekin ederek mi? Nereye kadar yahu..
4- Deliye yatarak mı? Bak işte bu olabilir..
5- Bence en önemlisi korkmayarak ,cesur olarak...
Korku; kaygı; endişe ; negatif bir duadır aslında.... Kaybedeceklerini bir tart bakalım ; bundan kötü ne olabilir bir düşün.... Ve cesur ol! Kalbinde kalacağına; güncel bir deyimle içinde patlayacağına; patlat bombalarını dışarıda... Ne demiş bir düşünür; "Benim anam ağlayacağına onun anası ağlasın..."
Allah'ın kalbinde olduğuna, seninle olduğuna şükret! Ve rotanı çevir istediğin limanlara...
Not: Orada görüşmek üzere sevgilere:)
Evet ise ; kulübümüze hoş geldin bebeğim:)
Her sabah uyanıp gideceğiniz ortam için kendinizi ikna etmeniz gerektiği oldu mu hiç? Bunu ne amaçla yaptığınızı kendinize hatırlatmanız gerektiği; ya da aslında bunun senin seçimin olduğunu?
Peki böyle ortamlardaki zor insanlarla nasıl başa çıktınız?
Nasıl her sabah o kötü enerjileri mutsuzluklarını bize bulaştırmalarını engelleyeceğiz?
1- Gülümseyerek mi? Bızttttt yanlış cevap
2- Yok sayarak mı? Bızttt bu da değil
3- Kendimizi tekin ederek mi? Nereye kadar yahu..
4- Deliye yatarak mı? Bak işte bu olabilir..
5- Bence en önemlisi korkmayarak ,cesur olarak...
Korku; kaygı; endişe ; negatif bir duadır aslında.... Kaybedeceklerini bir tart bakalım ; bundan kötü ne olabilir bir düşün.... Ve cesur ol! Kalbinde kalacağına; güncel bir deyimle içinde patlayacağına; patlat bombalarını dışarıda... Ne demiş bir düşünür; "Benim anam ağlayacağına onun anası ağlasın..."
Allah'ın kalbinde olduğuna, seninle olduğuna şükret! Ve rotanı çevir istediğin limanlara...
Not: Orada görüşmek üzere sevgilere:)
Categories
cesaret,
cesur olmak,
endişe,
kaygı,
korku,
negatif dua
22 Ağustos 2012 Çarşamba
The Great Masters Sergisi
Bir Terazi burcu olarak tarihe oldukça meraklı olduğumu söyleyebilirim size. Dönem filmlerine ; bir dönemi anlatan kitaplara bayılırım.Hele nostaljik filmler, oldies goldies müzikler , vintage giyisilere erir biterim!!! :) Bir aralar 50li ,60 lı yıllarda yaşamış olmayı dilerdim.
İşte bu sebeple The Great Masters sergisini ilk duyduğum anda gitmek istedim, orda olup o dönemi içime çekmek... Yaşadığımız her şeyin bir anlamı olduğuna inanırım; ve bunda da öyle oldu. Öncesinde İtalya'ya gidip; internetten kendi bulduğumuz bilgilerle kendi rehberliğimizi yapıp bu eserlerin orijinallerini kendi atmosferinde görerek döndük.Ve tabi yarım bilgilerle; aramızda sanattan anlayan pek olmadığı için...
Sonra bayramı fırsat bildik ve bu sergiye gittik.Sergi dijital ortamda ; ustaların eserlerini sunuyordu bize... Kimdi bu ustalar derseniz ; Ninja kaplumbağalardan 3ü diyebilirim size:))) ;Leonardo, Michelangelo, Raphael.
Orta çağın sonlarında Rönesans öncesi;sırası ve sonrasında İtalya tarihi,kültürü ,ticareti, savaşçılığı,günlük yaşamına dair bilgiler bulabilirsiniz bu sergide.
Rönesans kelimesi Fransızca kökenli bir kelime. Yeniden doğmak anlamına geliyor.İşte bu sergi bir toplumun sanatta nasıl yeniden doğduğunu bize çok güzel gösteriyor.
Rönesans kelimesi Fransızca kökenli bir kelime. Yeniden doğmak anlamına geliyor.İşte bu sergi bir toplumun sanatta nasıl yeniden doğduğunu bize çok güzel gösteriyor.
Raphael'in ünlü "Atina okulu" tablosunu görebilir; Sistine Chapel'in tavanlarının süsleyen ve Tanrının dünyayı ;Adem ile Havva'yı yaratışı ve Nuh tufanını konu alan çalışmalarını bu sergide görebilir ve ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca Floransa da bulunan Michelangelo'nun "Davut heykelinin kopyası"; Leonardo Da Vinci'nin icatlarının;paraşütünün prototipini ; Orta çağ da diseksiyonun yasak olduğunun bilinmesine rağmen yaptığı anatomi çalışmaları ve eskizlerini de burada görebilirsiniz. Beni en çok etkileyen anatomi çizimleri bebeğin anne karnındaki pozisyonu ve elbette diş,dudak yanak çizimleri oldu.Bunun dışında Leonardo'nun "Son akşam yemeği" tablosunu da burda görebilirsiniz.Hz. İsanın yanında oturanlarla ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Dan Brown'un Da Vinci şifresi kitabını okumuş olanlar ise "kutsal kase" ile ilgili enteresan bir bilgi ile karşılaşacaklar...
Aynı dönemde Leonardo'nun Osmanlı'ya İstanbul'a davet edildiğine dair resmi belgelerle birlikte bu dönemde Osmanlı da sanatın durumuna da göz atabilirsiniz. Hatta son dönemde Muhteşem yüzyıl dizisinden bize tanıdık gelen bir isim Matrakçı Nasuh Efendi'nin çalışmaları da bu sergide yer buluyor.
Beni ayrıca etkileyen bir nokta da şu oldu; daha önce de bahsettiğim gibi sergi dijital bir sergi ve dijital ekranlarda size bilgiler sunuluyor. İnsan ister istemez internette gezip bilgi ediniyor gibi hissetse de; serginin girişinde bu çalışmaya emek sarf eden bir çok profesörün ismi görülüyor.
Ayrıca Da Vinci'nin Galata köprüsü henüz yapılmamışken ; o bölgeye köprü yapılması için Osmanlı'ya çizim yolladığını duymuş muydunuz???
Daha fazlası için 27 Ağustosa kadar Tophaneye gidip bu sergiyi mutlaka görün!!!
Not: Bahsettiğim eserlerin bir kısmını görebilirsiniz. http://pinterest.com/thegreatmasters/
Sanat tarihi severlere selamlarımla
Bol güneşli günler!!!!
Gülümsemeyi unutmayın
:)
21 Ağustos 2012 Salı
Aşkın Krem Karamel Hali
Eşim annesinin krem karamelini çok sever; hatta bayılır diyebilirim size:) . Bir gün tüm tatlılığı ile geldi ve "Annemden krem karamel yapmayı öğrenir misin lütfen ?" diye sordu. Kırmadım elbette sevgili kocamı:)
Daha öncesinde birkaç denemem olmuştu;bir kısmı güzel bir kısmı vasat sonuçlanmıştı.Bu sefer hem kayınvalidemden tarifi aldım hem gerekli araştırmaları yaptım hem de kendi yaratıcılığımı kullandım.
Annemin tarifi;
1 lt süt
6 yumurta
1 su bardağı şeker
1paket vanilya
Malzemelerin hepsi çırpılır ve krem karamel kaplarına dökülür.Krem karamel kapları soğuk su dolu tepsilere yerleştirilir ve fırına verilir. Fırında suyun kaynamaması önemlidir. Düşük sıcaklıkta üzeri kızarana kadar pişirilir. İstersek öncesinde krem karamel kaplarına karamelize edilmiş şeker dökülür.
Benim yaparken dikkat ettiklerim;
- Karamelize şekeri krep tavasında biraz şekere birkaç damla limon suyu ilave ederek hazırladım. Şeker sıcakken tavanızı sıcak suda yıkamaya özen gösterin yoksa soğuduğunda temizlenmesi oldukça zor olmaktadır.
- Yumurta ve sütü çırparken homojen bir kıvam olması için köpürtmemeye dikkat ettim.
- 170 derece fırında turbo olmamasına dikkat ederek; 1 saat kadar üzeri kızarana kadar pişirdim bu arada suyun kaynayıp kaynamadığını arada kontrol ettim.
- Bunu yaparken karışımın bir kısmı için klasik krem karamel kabı dışında; kalp şeklinde bir kek kalıbı kullandım. Ve işte sonucu!!!!!!!!
Eşimin yorumuna gelince; "Anneminkiyle kapışır!" oldu ve afiyetle mideye indirdi. Sonra da ekledi " Aşkın krem karamel hali!!!"
Afiyet olsun!
Categories
aşk,
en güzel tarif,
kalp şekilli tatlı,
kolay tatlı,
krem karamel
Emirgan Sütiş Akvaryum
Emirgan Sütiş'in Boğazdaki mekanın müdavimi sayılırız. İşte bu sebeple Florya'ya açıldığını ilk fark ettiğimizde oldukça sevinmiştik. Uzun bir süre gitme fırsatımız olamadı. Ancak Bayram'ı da fırsat bilerek kuzenlerle gidilecek kahvaltının burada olması teklifini sunduk ve oy birliği ile kabul edildi:)
Mekanla ilgili fikirlerime gelince; kahvaltısı serpme kahvaltı şeklinde sunuluyor ve börekleri oldukça iyi. Ayrıca sıcacık şişko bir lavaş getiriyorlar ; gel de bal- kaymak yeme. İçecekler konusunda ise çoğu lüks mekanın bile dikkat etmediği bir hizmet bekliyoruz biz. İçeceklerin içine bize sorulmadan buz atılmaması. Buz oluşturmak üzere kullanılan su nasıl bir su bilmiyorum ama çoğu mekanda o buz eridiğinde bulanık ve tozlu bir su halini alıyor. Burda da kahvelerin yanında gelen suda aynı durum söz konusuydu. Sanırım içecek bir şey isterken buzsuz istemeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Bunun dışında bana göre bir mekanın tuvaleti oldukça önemlidir.Yemekleri mekanı ne kadar güzel olursa olsun tuvaleti güzel değilse gerektiği kadar özenilmediğini düşünürüm hep. Bayanlar tuvaletindeki 2 kabinden birinin kapısının bozuk olması hoş olmayan manzaralara yol açıyordu diyebilirim size:)
Ayrıca mekana hem sahilden hem de Florya Akvaryumun içinden giriş var .Bu sebeple bir sabah çocuklarınızla orda kahvaltı edip sonra onlara akvaryumu gezdirebilirsiniz.
Çocuklar deyince; çocuklar için oyun odası, anneler için emzirme odası yada bebek bakım odası göremedim. En azından mama sandalyesi vardı diyebilirim. Tabi bu izlenimlere sahip olmamı sağlayan kuzenlerin tatlı kızı oldu. Arada canı sıkıldığında onunla sahilde bir yürüyüşe davet etti beni:)
Mekan yemekler ortam oldukça güzel; güzel insanlarla gittiğinizde daha da güzelleşiyor diyebilirim. Gidip görmeye değer!!!
Categories
emirgan sütiş,
Emirgan sütiş akvaryum,
florya,
kahvaltı,
sütiş
18 Ağustos 2012 Cumartesi
Çörek günü - Arife günü
Arife gününe bizim oralarda çörek günü derlerdi küçüklüğümde. Ya da biz çocuklar öyle demek isterdik.Hatta ikinci seçeneği daha mantıklı kılansa bir diğer adının "Şeker toplama günü " oluşuydu.
Sizin hiç böyle bir şansınız oldu mu bilmem. Çok şükür benim oldu. O küçücük halimizle sokaklarda özgürce dolaştık.Tanımadığımız amcaların teyzelerin elini öpüp çörek ve şeker topladık biz.Günün sonunda ise en çok toplayanı galip ilan ederdik.
İşte bugün 27 yasında olduğum bu arife gününde çocukluğumu yad etmek istedim. Böylece içimdeki çocuğu çok sevdiğini bildiğim eşime sürpriz yapıp bir gün öncesinden mayalı hamurumu hazırlayıp hamur kızartmaya karar verdim.
Bizim oralarda Kırcali bölgesinde çörek deriz hamur kızartmasına; eşimin doğduğu Filibe bölgesinde ise gulaç derler. Her ne derse desinler ; tüm Bulgaristan Türkleri arife günü hamur kızartırlar sizin anlayacağınız. Sadece kızartmakla kalmaz onlarcasını kızartıp komsularına dağıtırlar. Öyle zengindir gönülleri...
İşte bugün eşimin 30 yaşında olduğu bir arife gününde onun da çocukluğunu yad ettik. Her gulaç pişirme günü sonrasında pizza pişerdi ertesi sabah evimizde dedi ve elleriyle pizza pişirdi.
Umarım sizinde bizimkiler gibi güzel çocukluk ve bayram anılarınız vardır. Yoksa bile bundan sonrakileri güzelleştirelim değil mi?
Herkese ailesi ile birlikte musmutlu bir bayram dilerim.
Sevgilerimle
Categories
Arife günü,
Balkan Türkü,
Bayram,
Bulgaristan göçmeni,
Bulgaristan türkü,
Çörek,
Gulaç,
Kırcali
17 Ağustos 2012 Cuma
The Newsroom - Haber Odası

Yeni bir dizi önermek istiyorum size The Newsroom!! Ben internet üzerinden izliyorum. Sivri dilli bir haber sunucusu ve eski sevgilisi olan bir yapımcının hikayesi!! Oldukça sürükleyici . Bence izlemeye değer!
Categories
dizi,
Haber odası,
haberler,
The newsroom,
yeni başlayan dizi
17 Agustos'u hatırlayan kaldı mı?
Bugün 17 ağustos; binaların katil , siyasetçilerin vurdumduymaz, yetkililerin de kaderci olduğu o kötü günün 13. yılı.
Bugün benim güzel ülkeme dair umudumu yitirmeye başladığım tarihten biraz uzak mesafedeyiz.
Tam hangi ara başladım yitirmeye emin değilim. Muhtemelen Düzce depreminden sonrası ile Van depremi arasında bir tarihe denk düşüyor. Belki de Japonya'dan arama kurtarma için gelen bir Japonun Van artçı depreminde yaşamını yitirmesiyle başladı , o tarihler biraz bulanık.
Aydınlık olan ne varsa diye sorarsanız eğer ; Depremde hasar gören binaların hala ayakta durduğu mahalleler çok aydınlık mesela, hele ki emlak piyasasında dönen paraların miktarını duysanız dünya daha da aydınlık hale gelirdi sizin için.
Uzatmayacağım lafı; o gün benim için kara bir gündü. Siz hatırlar mısınız bilmem? Yetkililer hatırlamaz zaten.
Önlem mi? Türkçe'de var mıydı öyle bir kelime?
Categories
17 ağustos,
deprem,
marmara,
önlem,
van
16 Ağustos 2012 Perşembe
Beni bu çikolatalar mahvetti!!!!!!
Ne demişti şair ;
"Beni bu çikolatalar mahvetti
Hep onlar yüzünden vazgeçtim fit olma sevdamdan
Hep onlar yüzünden kapıldım kahve içme sevdasına..."
2 gün öncesinde kadar eşim elinde bir paket Pelit çikolata ile gelene kadar herşey çok iyi gidiyordu.Uzun zamandır aklıma çikolata gelmiyordu.Uzun zamanla kastım 3-4 gun tabii. Hatta kendimi kontrol edebiliyordum bile!!!! Ya şimdi ne oldu??? Şişeden takılır gibi kutudan takılır oldum. Hatta gecenin bir yarısı uyanıp içimden bir ses git çikolata ye diyor; sorumluluk sahibi olmaya calısan obur cılız ses ise yicen de nolcak dişini kim fırçalıcak sonra diyor.Allahtan onlar tartışırken tekrar uyuyakalıyorum!!! En sonunda Gollum gibi kıymetlimissssssss diye gezersem kimse şaşırmasın; hele eşim hiç!!! :)
Şaka bi yana nolcak benim bu halim?
Alıntılama yaptığım şiiri bilmeyen yoktur diye düşünüyorum .Yine de Orhan Veli yi anmadan geçmeyelim.Bu çikolatalar o zaman olsaydı belki bu havalar değil de çikolatalar mahvedecekti onu da değil mi?
Not : mide fesadı geçirirsem hepinize haber vereceğim söz!!!
Categories
beni bu güzel havalar mahvetti,
çikolata,
Pelit
Keep calm and do pilates!
Dün ilk kez pilatese gittik eşimle. Spor salonuna boşuna ödediğimiz paralar sonunda bizi motive etti! Daha önce yoga deneyimi olan ben ;mat üstünde denge sağlama çabalarını pek garipsemedim. Ancak top üstünde kendini serbest bırakma benım gibi güven problemi olan birine göre değildi sanki:)) Şaka bir yana ilk sefer olmasa da ikinci seferde serbest bıraktım kendimi topun üstünde.Aynen böyle!
Eşim için dersi yarım bıraktı demem yeterli olucaktır sanırım:))) Bugun popişimin biraz ağrıması beni üzmek yerine sevindirdi. Bu demek oluyordu ki yıllardır çalıştıramadığım türk kaslarım biraz yorulmuştu! Yaşasın yorulan yağlar!
Kendime not1: Motive olarak başladığımız bir spor deneyimini burda noktalamamak için şu sözü hatırla! Bir yoga hocası demiş ki "Matta vazgeçen hayatta vazgeçer."
Clara&Joesph Pilates
Kendime not 2 : Pilates hareketlerini ilk bulan kişi ve eşine bak ve böyle yaşlanmayı dile!
Yapabiliriz
Evet yapabiliriz diye yola çıktık biz!!! Birlikte her şeyin üstesinden gelebilir, hayatla dans edebilir, istediğimiz her şeyi deneyimleyebiliriz... Bu blog bizim deneyimlerimizin ; sevinçlerimizin aynasıdır...
İyi günler sayın yolcular ben kaptan pilotunuz Mrs Little Sunshine, yardımcı pilotumuz Mr Smart İstanbul semalarından bildiriyoruz. Hava oldukça güneşli ve neşeli, hep beraber yolculuk edelim mi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
”Bu sitedeki içeriklerin/eserlerin her türlü telif hakkı saklıdır. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.Uymayanlar hakkında gerekli yasal işlem yapılacaktır.”