Bu işe başladığımda bu kadar niş bir alan olduğunun farkında
olmadığımı itiraf ederek başlamalıyım yazıma. Farkında olduğunu zanneden bir
farkında olmama hali, hayal edebilir misiniz? İşte o!
Bir üniversite eğitimi süresi kadar deneyim kazandığımda, gerçek
durumu yeni idrak etmeye başlamıştım. Ve toplumsal farkındalığın eksikliği bir
tokat gibi patladı suratıma.
“Çocuk için ayrı
dişçi mi olurmuş canım!” diyenle de karşılaştım, kendi çocuğunu dünyanın en
önemli ve en özel varlığı olduğunu düşünüp büyük bir hayretle “Başka çocuklar
da böyle durabiliyor mu?” diye soranla da. Ve cevabımız evet olur çoğunlukla…
Nedir ki çocuk diş hekimi olmak sonuçta!
“Çok sabırlı olmalısınız , ben şu anda kendi çocuğuma
tahammül edemiyorum.” Diyenler de olur, “Aman
canım nedir ki yaptığınız küçücük bir dişe küçücük bir oyuk açmaktan başka!?”
diye soranlar da…
Bir de ben anlatayım izninizle..
Cip kullanırken, küçük 2 kapılı araba kullanmaya başlamak
gibidir, küçük ağızda çalışmak. Hem aletleri nasıl yerleştireceğini çözemezsin,
hem de o küçücük dişe, küçücük işlemi ,yanına koyduğumuz iki pamuk bir tükürük
emicisi ile nasıl yapacağını. Ama büyük bir kalp vardır karşınızda ;
kirlenmemiş, öğrenmeye hazır, sevgi ve ilgiye muhtaç. İşte bu kocaman kalpler
ile bağ kurar, küçücük ağızlarda, küçücük dişlerde, kocaman işler başarırız,
sonunda bir etiket (sticker) parlatmaya
yeter gözlerini.
Gözlerindeki mutluluk şahane!
Anne, baba ve bilumum hısım akrabalarının korkularını
benimseyen çocukların önce kalplerini tedavi etmekle başlarız! Bir diş tedavi
etmeye çalışırken 32 dişten olmak değildir amacımız sonuçta. Her şeyi onun onayı
ile yapar, güvenli sularda olduğunu öğrettiğimizde başlarız derin denizlerde
yüzdürmeye. “Bu çürüklerin hepsi bir günde tedavi olmaz mı?” diyen anne
babaların harcı değildir , diş hekimi sevgisini aşılamak. İşte bu sebeple önce
anne ve babadan başlarız.
Amaç acısız deneyimlerle büyütmekse çocuklarımızı, hiç sabır
katılmadan olur mu hamuruna? Bir nevi
psikoloğa dönüşüp davranışlarını yönlendirmemizi hayretle izlerken siz,
müdahale etmemenizi bekleriz biz. Yeri gelir tükürük emicisini elektrik
süpürgesine dönüştürürüz , yeri gelir iğne (lokal anestezi) yi uyku suyu
tabancasına…Hatta sizin onları korkuttuğunuz iğne yapacak doktor teyzesi değil
de arkadaşı, doktor ablası, diş perisi oluveririz bir anda.Yeri gelir
kuzenlerin küslük sebebi olur paylaşılamamamız.Yeri gelir sabırsızlıkla sorulan
“Gitmemize kaç gün kaldı anne?” sorularının nedeni.
Hayal gücümüz onlarınki ile
yarışıyor gibi görünse de , biz onların yansımasıyızdır aslında… Onlarla olmak
içinizdeki çocuğu olduğu gibi kabul etmek, esnek olmayı öğrenmek ve gülümseme
ile geçirmektir günlerinizi..
(Elbette istisnalar mevcut; ancak çoğunlukla iletişim
kuramadığımız çocuklar, iletişim kuramadığımız anne babalardan
kaynaklanmaktadır. Doğru bağlar kurmamız
aslında sizin elinizde!)
Bilmemiz gereken gerçekler.
- Çocuklar ilk dişi çıktıkları andan itibaren yani
ortalama 6 aylıktan itibaren kontrol altında olmalıdırlar. Çürümesini
beklemeniz gerekmiyor aslında!
- O süt dişleri çürük çıkmaz güvenin bize!
- Şeker sadece gofret ve çikolatada yoktur, tuzlu
karbonhidratlarda şekere dönüşürler bilginize.
- Beni hiç dinlemiyor dişlerini fırçalatamıyorum ,
dişleri bu yüzden çürüdü dediğiniz 8 yaş altındaki tüm çocukların el kasları
yeteri kadar gelişmiş değildir.Sizin bakımınıza muhtaçlar aslında!
- Ne yaparsam yapayım abur cubur yemesine engel
olamıyorum demeyin bize, maaşı ne kadar, ayda kaç para kazanıyor, abur cuburlara
yetecek kadar mı diye cevap verebiliriz sizlere:) Evde sağlıklı beslenmek tüm ailenin iyiliğine..
- Buradan anneanne, babaanne ve dedelere
sesleniyorum; abur cubur , çikolata, gofret, bisküvi, nutella, ödül değil çocuklara! Zarar verdiğinizi
bilin, illa da sevinsin istiyorsanız torunlarınız; meyve sebze şölenleri
hazırlayın kendinize..
- Yapacağımız işlemlerle ilgili onları
korkutmayacak az ve öz bilgi veririz. İşlem öncesi vereceğiniz bilgilere dikkat edin!
- Çocuğunuzun dişini uyuşturacağımız esnada
genellikle onun gözünü kapatırız, tam o anda cesaret vermek için “Korkma
küçücük bir iğne yapacak” derseniz eğer size çok kızabiliriz :)
- 6 yaş civarındaki çocuğunuzun alt çenesindeki ön
iki dişinin arkadan gelmesi çok normaldir, yamuk olacağı anlamına gelmez. Çocuğunuzun
ağzı çürük tarlasıyken, acı çektiği dönemde nasıl olsa süt dişi düşecek diye ihmal
ettiyseniz ve alt iki diş arkadan
geldiğinde tutup çocuğu kolundan, onu korkutma ve psikolojisini bozma pahasına
zorla dişini çekmemizi beklerseniz, “Bırakta 2 mm yamuk olsun, benim için
çocuğun psikolojisi önemli .” cevabına şaşırmamanız gerekir.
- Hayııııııırrrrr hiç Yetişkin hasta bakmayız, hem de hiç! Hısım akrabalar bile!
- Evet tam olarak ne iş yaptığımızı anlatmak Türkiye'de oldukça zordur.
- Bu iş akıl işi değil , gönül işidir!Naif bir
iştir! Ve asla para için yapılamaz çünkü paha biçilmezdir ; ödeyemezsiniz!
Kendi diş perinizi bulup ona hak ettiği kıymeti vermeniz
dileklerimle!
Çocuklarınızın yüzlerinden gülümseme hiç eksik olmasın. Evet
içimizdeki çocuklar da dahil.
:)